Anadolu Kaplanı En Son Nerede Görüldü?
Anadolu kaplanı, Türk doğasının simgesi olan, nesli tükenmekte olan bir hayvan. Yıllardır bu kaplanın varlığı, kaybolan doğamızın bir hatırlatıcısı gibi duruyor. Ama son yıllarda işin biraz garipleştiğini söylemek zorundayım. Anadolu kaplanı en son nerede görüldü? Kimse tam olarak bilmiyor. Ya da belki de kimse bunu bilecek kadar cesur değil. Sonuçta, çok geç kalmadan karar verip çözüm önerileri sunmazsak, belki bir gün gerçekten sadece fotoğraflarda, kitaplarda, ve eski nesil efsanelerde kalacak.
İyi Tarafları: Doğal Dengenin Kralı
Anadolu kaplanının en son görüldüğü yerlerin listesi, her geçen yıl biraz daha kısalıyor. Bir zamanlar tüm Anadolu’yu saran bu dev hayvan, şimdi birkaç kilometrekareye sığacak kadar sınırlı bir alanda yaşam mücadelesi veriyor. En son göründüğü yerlerle ilgili raporlar çoğunlukla güvenilir değil ve bu, bizim doğa koruma politikamızın ne kadar cılız olduğunu gösteriyor.
Bununla birlikte, Anadolu kaplanı ekosistemin önemli bir parçasıydı ve onu kaybetmek, yalnızca bu kaplanı değil, aynı zamanda bulunduğu ekosistemin dengesini de kaybetmek demek. Bu dev yırtıcı, doğal dengeyi sağlamak için ormanlarda ve dağlarda bir çeşit ‘polis’ rolü üstleniyordu. Eğer bu güzel hayvan, Türk doğasının hakimiyetiyle ilgili her türlü romantik hikayeye inananlardansanız, işte bu kaplanın kaybı, aslında tüm doğal zenginliklerimizin nasıl göz ardı edildiğinin de bir göstergesi.
Tabii ki, Anadolu kaplanı hakkında yapılan her konuşma, ‘Doğal dengenin korunması’ gibi yüksek sesle atılan sözlerden başka bir yere gitmiyor. Bu hayvanla ilgili yapılan çalışmalar, çoğu zaman sadece bürokratik uğraşlardan ibaret. Hangi kararları alacağız, kimlerle iş birliği yapacağız? Önerilen koruma planları genellikle kısa vadeli düşünceleri yansıtıyor ve uzun vadeli, kalıcı çözümler getirmiyor.
Zayıf Tarafları: Gerçekten Koruyabiliyor muyuz?
Şimdi gelelim işin daha kritik kısmına. Hadi dürüst olalım, Anadolu kaplanını koruma meselesi aslında bir fiyasko. Nerede en son görüldü? İnanın kimse net bir şey söylemiyor. Bunu duyan bir sosyal medya takipçisi, “Bence bir dahaki Anadolu kaplanı görüntüsünü kesinlikle Instagram’da göreceğiz” diyerek durumu çok iyi özetliyor. Doğa, hayvanlar ve korunması gereken yaban hayatıyla ilgili yapılan sosyal medya paylaşımlarında ‘hashtag’lerle dolu bir post paylaşmak çok kolay. Gerçekten bu işi yapacak yerel yönetimlerin, devletin, sorumlu kişilerin işin içine girmesi lazım.
Şu ana kadar yapılanlar ne? Hani o devasa ormanlık alanları koruyacak, kaplanı koruyacak önlemler? Şehirleşmeye ve insana karşı doğayı savunmaya gelen Anadolu kaplanının en son görüldüğü yer, gerçekten bir simgeye mi dönüştü, yoksa sadece geçmişin masallarından mı ibaret?
Bu arada, gerçekten Anadolu kaplanı görmek isteyenler varsa, herhalde ne yapacaklarını pek de bilemiyorlar. Kapalı alanda yaşadığı doğa hayatta kalma mücadelesini gerçekten anlayabilecek miyiz? Yoksa sadece görüntü almak için mi orada olacağız?
Sonuç: Kaplan mı, Kapan mı?
Gerçek şu ki, Anadolu kaplanını kaybetmek, aynı zamanda bir toplumsal sorumluluğun kaybolması anlamına gelir. Bizim, bu kaplanı ve onun doğal yaşam alanlarını koruma gibi bir misyonumuz olduğu sürece, kaplanı görmek, görmek istediğimiz doğanın bir parçası olmaktan çok, hayalden öteye gidemeyecek.
Ve belki de Anadolu kaplanı için sormamız gereken en önemli soru şu: Eğer bu kaplan bir daha asla doğal ortamında görülmeyecekse, onu kurtarmak için ne kadar çaba sarf ediyoruz? Yoksa sadece bir görüntü ya da belgesel ile bu konuda rahatlamayı mı bekliyoruz? Bu yazıyı okuyanlar arasında bu soruları düşünmeden geçecek kimse olduğunu sanmıyorum. Ama belki de bu hayvanlar en son doğada varlıklarını sürdürdüğünde, biz de onlarla birlikte yaşamaya cesaret edemedik.
Evet, Anadolu kaplanını görmek istiyorsak, işin içinde büyük bir sorumluluk ve değişim de olmalı. Çünkü bu hayvanları kurtarmak, sadece birkaç görselin ardında gizli bir ‘katkı’ aramak değil, gerçek bir toplumsal dönüşümü de içinde barındırıyor.